Aralık 24, 2008

Gerçeklikteki bir kara delik


Hiçbir şeyden nasıl bir şey çıkar?

Patricia Highsmith’in “ karanlık ev” adlı hikâyesi, fantezi mekânının boş bir yüzey olarak, arzuların yansıtılacağı bir tür perde olarak işleyişini kusursuz biçimde gösterir: arzunun pozitif içeriğinin büyüleyici varlığı belli bir boşluğu doldurmaktan başka bir şey yapmaz. Olay, erkeklerin akşamları barda toplanıp her zaman bir şekilde kasaba yakınlarındaki bir tepede bulunan ıssız, eski bir binayla bağlantılı olan nostaljik anıları, yerel efsaneleri-genellikle gençlik maceralarını-yad ettikleri küçük amerikan kasabasında geçer. Bu esrarengiz “karanlık ev”in üzerinde bir lanet, erkekler arasında da oraya yaklaşmanın yasak olduğu konusunda üstü kapalı bir fikir birliği vardır. Eve girmenin ölümcül tehlike getirdiği varsayılır ( evin perili olduğu, evde yalnız yaşayan ve bütün davetsiz misafirleri öldüren bir delinin oturduğu gibi söylentiler vardır). Ama “karanlık ev” aynı zamanda, özellikle cinsellikle ilgili kuralların “ihlal” ettikleri yerdir de( adamlar, yıllar önce, ilk cinsel deneyimlerini kasabanın en güzel kızıyla orda yaşadıklarına, ilk sigaralarını orada içtiklerine dair hikâyeler anlatıp dururlar). Hikâyenin kahramanı kasabaya yeni taşınan genç bir mühendistir. “karanlık ev” ile ilgili bütün efsaneleri dinledikten sonra, meclistekilere bu esrarengiz evi ertesi akşam araştırmak niyetinde olduğunu söyler. Adamlar bu konuya sessiz ama yoğun bir hoşnutsuzlukla tepki verirler. Ertesi akşam genç mühendis evi ziyaret eder, başına korkunç, en azından beklenmedik bir şey gelmesini beklemektedir. Bu yoğun beklenti içinde karanlık, eski harabeye yaklaşır, gıcırdayan merdivenleri tırmanır, bütün odaları inceler ama zemindeki çürüyen birkaç kilim dışında hiçbir şey bulamaz. Hemen bara döner ve meclisteki adamalara zafer kazanmışçasına bir edayla “karanlık ev” dedikleri yerin eski, boktan bir harabe olduğunu, esrarengiz ya da büyüleyici hiçbir yanı olmadığını söyler. Adamlar dehşete kapılır; mühendis tam oradan ayrılacağı sırada adamlar biri hiddetle üzerine saldırır. Mühendis kötü düşer yere ve sonra da ölür. Adamalar yeni gelmiş bu mühendisin yaptıkları karşısında niye bu kadar dehşete kapılırlar? Duydukları hıncı, gerçeklik ile fantezi mekanının “ öteki sahnesi” arasındaki farka dikkat çekerek anlayabiliriz: “karanlık ev” erkelere yasaktı, çünkü nostaljik arzularını, çarpık anılarını yansıtabilecekleri boş bir mekan işlevini görüyordu; genç mühendis “karanlık ev” in eski bir harabeden başka bir şey olmadığını alenen söyleyerek, onların fantazi mekanını günlük, sıradan gerçekliğe indirgemiş oluyordu. Gerçeklik ile fantezi mekanı arasındaki farkı hükümsüzleştirmiş, adamaları arzularını dile getirebilecekleri bir yerden yoksun bırakmış oluyordu.(s:22-23) Slavoj zizek YAMUK BAKMAK Metis yayınları İstanbul (2004)”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder